hicabi bey’in ikindi güneşli cenazesi

ölüm: ben insanların güneşli günlerde ölmeyeceğine inanmış bir çocuktum. çünkü farkında olduğum ilk cenaze kar altındaki bir mart günüydü. (bloglardan birinde rüştü isimli bir yorumcunun yorumundan)

üzerine en çok konuşulan şeylerden biri de ölümdür. birincisi aşk ise ikincisi ölümdür belki. bu ikisi birbirini tersten de olsa ne çok çağrıştırır… sağımızda solumuzda bu kadar çok, bu kadar milyon tane insan olmasaydı, evet “tane”, bu ikisi bu kadar birbirini çağrıştırır mıydı? insan güneşli günlerde ölemez, ölemez de bunun için bir başka insan lâzım. güneşin ne hükmü kalır değilse? güneş, ben onu güneş diye gördüğüm için değil, bir başkasının onu güneş diye gördüğünü gördüğüm ve bir başkasına onu güneş diye gördüğümü hissettirebildiğim için güneş değil midir? herşey böyle olduğu için böyle değil midir? kar altında bir mart günü bir ölümle karşılaştığımda, bunu bir başkasına anlatabilirsem ve anlatabildiğim an o bir anlam taşıyacak. o benim ölümümse, neyle onu anlatacağımı bir başkası çok iyi bilecek. önceden biliyor olacak. ve bu, aşkın ta kendisi olmuş olacak. “eve yalnız dönmek, eve dönmek… ölüm değil belki, ölüm sonrasıdır. kimbilir…”

5 Yanıt

  1. Pazartesi sabahı için iyi bir madde seçimi değil belki… Yine de çevreye verdiğimiz rahatsızlık için özür dilemeyiz.

  2. bu harika bir aşk tanımı olmuş sayın hafif abim. (aşkın tam olarak tanımlanamayacağını bile bile tanımlama çabalarımız içinde belki de en harikalarından biri desem daha doğru olabilir.)

  3. Rüştü, “ben güneşli günlerde insanların ölmeyeceğine inanan bir çocuktum.” diyor ya, ben de güneşli günlerde insanların kederli olamayacağına, öyle günlerde üzerimize çöken kederin büyük bir haksızlık olduğuna inanan bir yetişkinim. “Bunca mavi gök altında, bunca parlak güneş altında bu keder de neyin nesi?” diye çok sormuşluğum vardır kendime. Güneş sanırım hep iyi şeylerin sembolü biliçaltımızda.

  4. Sevgili JoAcan, aşk dediğimiz şeyin tam bir tarifini Mengenli aşçılar bile yapamaz ki biz yapabilelim, di mi!

  5. Hoşgeldiniz Aydan Atlayan Kedi. Kurt Vonnegut sevdiğinize sevindim. Rumuzunuz ne hoş! Hem ayışığını, hem de kedilerin varlığını seven biri olarak bunu söylemeden geçemedim.

    Güneş ve keder gerçekten de yanyana pek gelmez gibi gözükse de öyle değil. En azından kendi açımdan hiç öyle değil diyeyim de çizmeyi aşmayayım!

    Gene gelin, e mi.

hafif abi için bir cevap yazın Cevabı iptal et